Türkiye’nin en büyük doğrudan dış yatırımcısı ve en büyük entegre endüstri grubu SOCAR Türkiye, dijitalleşmeyi kurum kültürünün ayrılmaz bir parçası haline getirdi. Dijital Transformasyon ve Bilişim Teknolojileri Başkanı Akın Börekçi, şirketin dijitalleşme stratejilerini ve sahada gerçek değer yaratan uygulamaları BThaber’e anlattı.
Enerji sektöründe dijital dönüşüm, yalnızca yeni teknolojileri operasyona entegre etmekten ibaret değil. Bu teknolojilerin sahada gerçekten işler hale gelmesi için insanı sürecin merkezine yerleştirmek ve dijital aklın pürüzsüz ilerleyebileceği bir kültür inşa etmek gerekiyor.
Türkiye’nin en büyük doğrudan dış yatırımcısı ve entegre endüstri grubu olarak dijital stratejisini; yapay zekâ destekli üretimden gerçek zamanlı karar mekanizmalarına, video analitiğinden dijital ikizlere kadar uçtan uca bir yapıda kurgulayan SOCAR Türkiye, aynı zamanda çalışanlarını bu dönüşümün aktif birer geliştiricisi haline getiriyor.
SOCAR Türkiye Dijital Transformasyon ve Bilişim Teknolojileri Başkanı Akın Börekçi’ye bu stratejinin ayrıntılarını sorduk.
Şirketinizin dijital stratejisi son yıllarda nasıl gelişti ve önümüzdeki 12-18 ay için en önemli öncelikleriniz nelerdir?
Dijital stratejimiz, yalnızca teknoloji odaklı bir yaklaşımdan; değer üretimi, sürdürülebilirlik ve iş gücü gelişimini de kapsayan bütünsel bir dönüşüm modeline dönüştü. Bu yolculuğun ilk adımlarında, STAR Rafineri, Petkim ve SOCAR Depolama gibi stratejik tesislerimizde altyapı modernizasyonuna ve sistem entegrasyonuna odaklandık. Bu sayede sağlam bir dijital temel oluşturduk. Bugün geldiğimiz noktada odağımız; operasyonel süreçleri optimize etmek, kesinti sürelerini azaltmak ve daha verimli bir üretim yapısı kurmak.
Bu dönüşümün merkezinde öngörücü analizler, yapay zekâ uygulamaları ve dijital ikiz teknolojileri yer alıyor. Yapay zekâ sayesinde kestirimci bakım süreçlerini sahaya entegre ederken, dijital ikizlerle de tesislerimizin simülasyonlarını oluşturarak gerçek zamanlı karar alma kabiliyetimizi artırıyoruz.
Önümüzdeki 12–18 ay için stratejik odağımızı netleştirdik. İlk olarak, yapay zekâ destekli kestirimci bakım ve optimizasyon sistemlerini tüm tesislerimize yaygınlaştırmak istiyoruz. Bu sistemler, operasyonel verimliliği artırmak ve kesinti sürelerini en aza indirmek açısından büyük potansiyel taşıyor. Aynı zamanda süreç madenciliği ve dijital ikiz teknolojilerini daha geniş alanlara entegre ederek, gerçek zamanlı karar destek mekanizmalarını daha etkin kullanmayı hedefliyoruz. Üretim tesislerimiz dışında, kurumsal fonksiyonlarımızda da yapay zekânın kullanılması, fonksiyon süreçlerine entegre edilmesi önceliğimiz. Bu teknik altyapıyı güçlendirirken, dijital yetkinlik programlarımızla insan kaynağımızın dijital kapasitesini de artırmayı önemsiyoruz. Tüm bunların ötesinde, sahip olduğumuz bilgi ve tecrübeyi SOCAR’ın küresel operasyonlarına taşımak ve grup sinerjisini artırmak istiyoruz.
Dijital dönüşümü ölçeklendirmede karşılaştığınız en büyük engeller nelerdir? Engellerin üstesinden gelmek için nasıl çalışıyorsunuz?
Dijital dönüşüm sürecinde karşılaştığımız en büyük engellerin başında mevcut sistemlerle entegrasyon ve iş gücünün dönüşüme adaptasyonu geliyor. Farklı dönemlerde kurulmuş sistemlerin uyumluluğunu sağlamak, özellikle büyük endüstriyel yapılarda ciddi bir zorluk teşkil ediyor. Ancak bu sorunu çözmek için kapsamlı bir sistem mimarisi ve veri yönetimi yaklaşımı geliştirdik.
İnsan faktörü de en az teknoloji kadar belirleyici. Dijital dönüşümü sadece teknik bir mesele olarak değil, aynı zamanda bir kültür dönüşümü olarak ele alıyoruz. Bu nedenle hem teknik ekiplerimize hem de iş birimlerimize yönelik sürekli eğitim programları düzenliyoruz. Kültürel değişimi destekleyen iç programlarımız ve sahadan gelen geri bildirim döngülerimiz sayesinde, çalışanlarımızı bu yolculuğun bir parçası haline getirmeyi başardık. Yeni teknolojilerin kullanımı ve süreçlere entegrasyonu konusunda, çalışanlarımız da teknoloji ekipleri kadar istekli ve değişime çok açıklar.
Enerji sistemleri giderek daha merkezi olmayan ve değişken hale geldikçe, yapay zekâ şirketlerin reaktif operasyonlardan tahminleme operasyonlarına geçmesine nasıl yardımcı oluyor? Bu çözümleri ölçeklendirmede hangi zorluklarla karşılaşıyorsunuz?
Son 10 yılda enerji sistemlerinin nasıl çalıştığına dair temel bir paradigma değişimine tanık oluyoruz. Reaktif tepkilerle yönetilen geleneksel operasyonlardan, öngörüye dayalı, veriye ve yapay zekâya odaklı bir yapıya geçiş söz konusu. Bu dönüşüm, gerçek zamanlı operasyonları simüle eden dijital ikizler ve arızaları meydana gelmeden önce tahmin eden kestirimci bakım sistemleri gibi yapay zekâ teknolojileri tarafından destekleniyor. Bu araçlar yalnızca kesinti sürelerini ve operasyonel maliyetleri azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda enerji altyapılarının değişen koşullara dinamik olarak uyum sağlamasını da destekliyor. Sonuç ise, daha dayanıklı, verimli ve ileriye dönük bir enerji ekosistemi.
Yapay zekâ ve makine öğrenimi, SOCAR Türkiye’de sadece deneysel teknolojiler değil; hidrokarbon değer zinciri boyunca nasıl çalıştığımızı ve operasyonlarımızı nasıl optimize ettiğimizi temelden değiştiren teknolojilerden. Bu teknolojiler hem temel endüstriyel süreçlerde hem de kurumsal işlevlerde oldukça yaygın olarak kullanılıyor ve verimlilik, güvenlik ve sürdürülebilirlikte ölçülebilir etkiler sağlıyor. Yapay zekâ ve makine öğrenimi uygulamaları, milyon dolarlarla ölçümlediğimiz maliyet tasarrufundan gelişmiş güvenlik ve sürdürülebilirlik metriklerine kadar somut iş değeri sağlamaya devam ediyor.
Yapay zekâ ve makine öğrenimi operasyonlar genelinde ne ölçüde uygulanıyor? En büyük yatırım getirisini veya potansiyeli gösteren kullanım alanları nelerdir?
Kestirimci bakım, üretim optimizasyonu, güvenlik, ticaret ve süreç madenciliği gibi birçok alanda yapay zekâ destekli sistemleri aktif olarak kullanıyoruz.
STAR Rafineri ve Petkim’de devreye aldığımız yapay zekâ destekli kestirimci bakım sistemleri, ekipman sağlığını gerçek zamanlı olarak izliyor. Bu sistemler, sensör verilerini ve geçmiş operasyonel kayıtları analiz ederek potansiyel arızaları henüz meydana gelmeden önce tahmin ediyor. Gerçek zamanlı ayarlamalar ve optimizasyonlar sayesinde, beklenmedik kesintilerin önüne geçiyor, varlık ömrünü uzatıyor ve operasyonel verimliliği artırıyoruz. Özellikle STAR Rafineri’de dijital ikiz teknolojilerini de entegre ederek, tüm birimlerde kesintisiz simülasyon ve kontrol olanağı sağlıyoruz.
Üretim tarafında, dizel harmanlama süreçlerinde uyguladığımız “Dizel T95 Havuzu Optimizasyonu” projesi, yapay zekânın operasyonel mükemmelliğe katkısının iyi bir örneği. Önceden manuel ölçüm ve deneme-yanılma yöntemleriyle yürütülen bu süreç, artık makine öğrenmesiyle sürekli izleniyor ve optimize ediliyor. Bu dönüşümle birlikte ürün kalitesini artırdık, atıkları azalttık ve tüm süreci daha şeffaf ve ölçeklenebilir hale getirdik.
Güvenlik alanında ise görüntü işleme teknolojilerini sahaya entegre ettik. Yapay zekâ destekli video analitik sistemleri, çalışanlarımızın kişisel koruyucu donanım kullanımını ve sahadaki güvenlik kurallarına uyumu anlık olarak izliyor. Eksik ekipman ya da kural dışı davranış gibi ihlalleri gerçek zamanlı olarak tespit ediyor ve hızlıca aksiyon almamıza olanak tanıyor. Bu sayede, olay oranlarını düşürerek en değerli varlığımız olan insanı daha etkin bir şekilde koruyoruz.
Elektrik ve gaz ticaretinde, yapay zekâ botlarını pazar operasyonlarımıza entegre ettik. Bu botlar, gerçek zamanlı pazar verilerini analiz ederek talep tahminlerinde bulunuyor, işlemleri otomatikleştiriyor ve karar alma hızımızı artırıyor. İnsan müdahalesine olan ihtiyacı azaltırken doğruluk oranını da yukarı taşıyoruz.
Son olarak, süreç madenciliği araçlarıyla iş akışlarımızı geleneksel sistem kayıtlarının ötesinde, veri temelli bir bakış açısıyla analiz ediyoruz. Bu analizler sayesinde süreçlerimizdeki verimsizlikleri, darboğazları ve uyum boşluklarını tespit edebiliyor, sürekli iyileştirme ve otomasyon fırsatlarını hayata geçiriyoruz.