Ece İnanç Stepien, Avrupa, Türkiye ve Orta Doğu Satış Direktörü, AppsFlyer

Perakende medya ağları, dijital reklamcılıkta oldukça baskın bir rol üstlenmeye başladı. Perakende medyası için yapılan reklam harcamaları 2019 yılından bu yana beş katlık bir artış gösterdi ve perakende medyanın 2028 yılına kadar 28 milyar doları aşacağı öngörülüyor. Bu hızlı büyüme; gizlilik öncelikli ve veri açısından zengin reklamcılık ortamlarına doğru geniş çaplı bir geçişi yansıtıyor.

Ancak, perakende medya ağları altyapı ve veri kapasitesi açısından büyük ilerleme kaydederken, pek çoğu hala statik bannerlar ve ürün karuselleri gibi geleneksel formatlar kullanıyor. Bu ortamlar çeşitliliği göstermeyi ve tıklamaları artırmayı amaçlasa da günümüz kullanıcılarını çekmek için gereken dinamik etkileşimi sağlamakta genellikle başarısız oluyor.

Perakende medya ağlarının, değişen tüketici beklentilerine ayak uydurabilmeleri için yaratıcı bir şekilde evrim geçirmeleri gerekiyor. Kısa videolar, dikkat süresinin kısa olduğu ve içeriğin çok hızlı bir şekilde tüketildiği bir ortamda e-ticaret reklamcılığının doğal bir evrimi olarak öne çıkıyor.

TikTok etkisi: Eğlence etkileşimi artırıyor

TikTok, insanların içerik tüketme şeklini temelden değiştirdi. TikTok algoritması, reklamdan çok eğlenceli, hızlı, görsel olarak çekici ve özgün videolar sunuyor. Bu durum tüketicilerin de beklentilerinin değişmesine neden oldu. Kullanıcılar artık dijital deneyimlerin sürükleyici, kendileriyle ilgili ve etkileşime girebilecekleri şekilde olmasını talep ediyor.

Kısa videolar, doğru şekilde kullanıldığında dönüşüm değerini artırıyor. Dikkat çekiyor, farkındalık yaratıyor ve aynı zamanda kullanıcıları doğrudan aksiyon almaya yönlendiriyor. Bu format değişikliği, marka oluşturma ve performans pazarlaması arasındaki sınırların da belirsizleşmesine neden oldu çünkü kısa videolar artık aynı anda hem farkındalık hem de dönüşüm sağlayabiliyor.

Satın alma anına özel şekilde tasarlanmış videolar

Kısa videolar, keşif ve dönüşüm arasında köprü kurma açısından benzersizdir. Bu videolar, kullanıcıları bir kanaldan diğerine yönlendirmek yerine satın alma için anında bir yol sunar. Hızlı ticaret platformları halihazırda ürün düzeyinde kapalı döngü sistemi kullanarak markaların hangi ürünün ne zaman ve ne sıklıkla satın alındığını tam olarak görmelerini sağlıyor.

Bu seviyede bir kesinlik, perakende medya ağları tarafından da kolayca kopyalanabilir. Güçlü birinci taraf verisi ve yüksek satın alma niyeti taşıyan kullanıcı ortamlarıyla, ölçülebilir, ölçeklenebilir ve etkili alışverişe uygun video deneyimleri oluşturmak için gerekli tüm araçlara sahip olabilirler.

Tüketici güveni giderek influencer içeriklerinden kullanıcı tarafından oluşturulan içeriklere kayıyor. Yakın tarihte gerçekleştirilen bir anket, tüketicilerin kullanıcı tarafından oluşturulan içeriklere, influencer içeriklerine göre 8,7 kat ve markalı içeriklere göre 6,6 kat daha fazla güvendiğini ortaya koydu. Sosyal platformlar artık bu trendlere uyum sağladı ve perakende medya ağları da aynı yolu izleyebilir.

Kısa video içeriklerinde içerik üreticilerine, müşterilere ve mikro-influencer’lara yer vermek; markaların özgünlük ve tüketiciyle bağ kurma çabalarını güçlendiriyor. Unboxing videoları, kısa ürün incelemeleri veya nasıl yapılır rehberleri gibi içerikler kullanıcılara gerçek ve samimi geliyor. Bu durum, perakende medya ağları için yaratıcı anlatımları doğal bir şekilde ölçeklendirme adına büyük bir fırsat sunuyor.

Sosyal medya ticaretinden bir şeyler kapmak

Sosyal platformlar, kısa video modelini çoktan benimsemiş durumda. Sosyal ticaret satışlarının küresel çapta bu yıl yaklaşık 900 milyar dolara ulaşması bekleniyor ve bu büyümenin büyük bir kısmını Douyin ve TikTok gibi platformlar sürüklüyor. Öte yandan, Bağlantılı TV (CTV) reklam harcamalarının 2028 yılına kadar 10 milyar doları aşması bekleniyor ki bu da perakendecilerin görsel öncelikli formatlara ne kadar hızlı yöneldiğini gösteriyor.

Kısa videolar, uygulama içi etkileşim ile görünürlük arasında köprü kurmak için en esnek format olarak öne çıkıyor. Uygulama akışlarına gömülü, ürün sayfalarında öne çıkarılmış ya da Bağlantılı TV ortamlarına entegre edilmiş şekilde kesintisiz ve ölçeklenebilir bir çözüm sunuyor.

Sosyal medya akışı mağaza raflarının yerini alıyor

Tüketiciler artık mağaza raflarında gezinmekten çok sosyal medya akışlarında aşağı kaydırıyor. Perakende medya ağlarının güncel kalabilmesi için formatlarını ve yaratıcı stratejilerini bu değişen tüketici davranışlara göre adapte etmesi gerekiyor. Bu da video içeriklerinin hızla dikkat çekip eyleme geçirebildiği, akış tabanlı ortamlarda doğal görünecek reklam yerleşimleri tasarlamak anlamına geliyor.

Perakende medya ağlarının, bu dönüşümü gerçekleştirebilmesi için markaların ve satıcıların yüksek prodüksiyon kaynaklarına ihtiyaç duymadan kolayca kısa video içerikleri oluşturmasına olanak tanıyan araçlara yatırım yapması büyük önem taşıyor. Aynı zamanda, içerik üreticileriyle iş birlikleri geliştirmek ve özgünlük ile bağ kurma açısından etkili olan kullanıcı tarafından üretilen hikayeleri teşvik etmek de platformlara büyük fayda sağlayacaktır.

Bütün bunlar, perakende medya ağlarının durağan reklamlardan sıyrılıp hem etkileşim hem de deneyim odaklı dinamik platformlara dönüşmesine yardımcı olacaktır.

Sonuç: Yeni Vitrin: Sosyal Medya Akışı

Kısa videoların artık sosyal bir trend olmaktan da öte performans odaklı bir format, etkili bir hikaye anlatım aracı ve yeni nesil bir ticaret motor olduklarını söyleyebiliriz. Bu dönüşümü benimseyen perakende medya ağları, tüketicilere tam da bulundukları yerde, etkileşim kurdukları şekilde ve satın almaya hazır oldukları anda ulaşabilecekler.

Perakende medya ağları için ilerlemeye giden yol açık bir şekilde görünüyor. Rekabetçi kalabilmek için tüketicilerin gezinme alışkanlıklarına doğal şekilde uyum sağlamaları, ölçülebilir ve ilhamla alışverişi harmanlayabilen video formatlarını platformlarına entegre etmeleri gerekiyor.



Source link